- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Kozmik ışınlar kütleli ve yüksek
enerjili tanecikler içeren madde
demetleridir. Genellikle Güneş
sisteminin dışından gelirler.
Kozmik ışınların kökeninin ne olduğu
konusunda bir uzlaşma yoktur,
fakat büyük çoğunluğunun büyük
yıldızların süpernova patlamalarından
kaynaklandığı düşünülüyor.
Kozmik ışınlar genellikle yaklaşık %99
oranında atom çekirdeklerinden, %1
oranında serbest elektronlardan oluşur.
Ayrıca çok az miktarda antimadde
parçacıkları da -örneğin antiproton ve
pozitron- içerirler. Kozmik ışınlardaki
atom çekirdeklerinin büyük kısmı hafif
elementlerdir. Ortalama olarak %90
oranında hidrojen çekirdekleri (proton),
%9 oranında helyum çekirdekleri (alfa
parçacığı) ve %1 oranında daha ağır
atomların çekirdekleri bulunur.
Kozmik ışınlardaki bazı parçacıkların
enerjisinin 3x1020 eV’a kadar çıktığı
görülmüştür ki bu enerji yaklaşık olarak
saatte 90 kilometre hızla giden bir
beyzbol topunun (yaklaşık 140 gram)
enerjisine eşittir ve Büyük Hadron
Çarpıştırıcısı’nda (Large Hadron Collider,
LHC) ulaşılabilen en yüksek enerjilerden
bile milyonlarca kat daha büyüktür.
Kozmik ışınlardaki tüm parçacıklar bu
kadar yüksek enerjiye sahip olmasa da,
kozmik ışınlar genel olarak maddeye
hasar verme kapasitesine sahiptir. Ancak
Dünya’nın atmosferi ve manyetik alanı
kozmik ışınlardaki yüksek enerjili
parçacıkların büyük çoğunluğunun
yer yüzeyine ulaşmasına engel olur.
Kozmik ışınların atmosferle etkileşmesi
sırasında ışınlardaki parçacıkların
bozunması sonucunda nötronlar, pionlar,
pozitronlar ya da müonlar oluşabilir.
Zaten pionlar, müonlar ve pozitronlar
ilk olarak kozmik ışınların incelenmesi
sırasında gözlemlenmiştir. Kozmik
ışınların incelenmesi ile pek çok konu
hakkında önemli bilgiler elde ediliyor.
Örneğin kozmik ışınlardaki maddelerin
incelenmesiyle içinde bulunduğumuz
Samanyolu Gökadası’nın kimyasal
bileşiminin zaman içinde nasıl değiştiği
anlaşılabiliyor. Böylece Güneş Sistemi’nin
bugünkü bileşiminin kaynağı ve
Samanyolu’nun dinamik yapısı daha iyi
anlaşılıyor. Ayrıca pek çok parçacık ilk kez
kozmik ışınların içinde gözlemlenmiştir.
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder